Çarşamba, Kasım 23, 2005

:)


sana kesin olarak söylemeliyim
ikibinli nihai bir yılda
ikimiz de olmayacağız
istesek de tutamayacak ellerimiz birbirini
ne sen,korkak bakışlarını kaçıracak
ne de ben sersefil ruhumla
hala seni seviyor olacağım
işte, kavgamızın anlamsızlığı...
ş. kaya

Pazar, Kasım 13, 2005

BaSiLiSk












bu sıralar kafayı bu animeyle bozdum,konusu bilindik;iki kan davalı klan,bu yüzden ayrılmak zorunda kalan iki sevgili,ülke yönetiminde söz sahibi olabilmek için yapılan düellolar,baştakilerin düzenbazlığı vs...ama shogun dönemini anlattığı için hoşuma gitti,hatta bi çeşit x-men diebilirim sadece bunlar japon :)

Cuma, Ekim 28, 2005

bugün beniim doğum günüüm laylaylom...

herhalde şimdiye kadar geçirdiğim en güzel doğumgünüydü,küçük de olsalar birçok şeyin değiştiğini anladım...altı çizili cümlelerin önemini de...herzaman yanımda kimlerin olduğunu da:)
bir sene sonra yine böyle mi düşünücem merak ediyorum...bu üç noktalar da mümkünse son olsun...

Cuma, Ekim 21, 2005

the vampire


When I was born shadow comin' into your life...
The dark side of your sun... coming to
Every day sin is deeper in your heart
Screaming souls, deeper and deeper...
Come in me like a knife on my skin
But you can... never die... never die
Run away, take another falling love
Make my way, fire burning my desire
Every tear... you'll cry
Every day... I'll die
With my blood you can survive
And we live forever... into hell...
On my blood now you are free
Like a scream fly to me
Simil dreams and flying like an angel
But we fall always into hell... into hell

we live forever... into hell...

aşk & merak...

bir çift güzel gözün gözünüze değdiği o ilk saniyelerden sonra, eğer yüreğinizin dibinde merak döllenmeye başlarsa aşk da başlıyor demektir.
çok beğendiğiniz ama merak etmediğiniz bir insan, hem de kırk biçimde ve olmadık detaylarla bütün kıvrımlarını merak etmediğiniz bir insan aşkın mayası değildir. yalnızca gördüğünüz zaman merak edip, yanınızda olmadığı zaman içinizde yakıcı soru işaretleri yaratmayan bir kişi ise hayatınıza çarpıntı katacak bir serüven çağrısı olabilir, ama asla aşk değildir.
oysa karşı konulmaz biçimde aşık olmaya sürüklendiğinizde, o gözlere sizden evvel hangi renkler değdi diye ölürcesine merak edersiniz! sizi kendine çeken bu gözlerin içindeki yerinizi ve orada nasıl göründüğünüzü merak edersiniz. gelecekte size ne tür bakabileceğini, sizi nereye koyacağını ve neler sunacağını kimseye hissettirmeden merak edersiniz. sizden evvel ona değen yürekleri birer birer tanımak, soluduğu kokuların adını öğrenmek için yanıp kavrulursunuz.
onu göremediğiniz zamanlar nereye gittiğini, neler yaptığını, hangi insanlara değdiğini, neye güldüğünü, neye ağladığını, nasıl konuştuğunu ve ne gördüğünü çılgınca bilmek istersiniz. yanınızdayken nereye baktığını, baktığı yerde kimi veya neyi gördüğünü, gördüğü hakkında ne düşündüğünü merak etmekten araştırmacı gazeteciye dönüp müfettiş kesilirsiniz.
aşk ve merak o kadar ayrılmaz biçimde birbirine bağlıdır ki; gün gelir meraklarınız dinerse ve o hala sizinle beraberse, bu yüzden ilişkinin adını aşk değil sevgi koyarsınız...

g.kazmacı

Salı, Ekim 18, 2005

hayata bakış açısının değişmesi seni uçurumun kenarına sürüklediğinde çıkılmayacak bir dipsiz kuyunun içine düştüğünü anlarsın... boğulan ruhun kaybettiğin zaman olmuş... örümcek ağlarının kapladığı bu yerden kaçmak için çabalasan da kaçamazsın... hayatın gerçek yüzüyle karşılaşmadan önce her şeyi toz pembe görürdün... hadi ne duruyorsun! kalkıp savaşsana, hayatında bir kez olsun küfret seni yıkanlara!.. bağır, tutma içinde, kinleri kus ortaya!.. ne korkunun ne hüznün zamanı... ölüme yenik bedenleriz biz unutma... savaş meydanı gibidir hayat; bir yanda kazananlar, bir yanda kaybedenler... kinin tutmuş ellerinden, ölüm bekler kapılarında. sen dur diyemezsin bu hayat savaşına!..

Pazartesi, Ekim 17, 2005

yusufçuk gece gelir



3 Kasım 2005’te… Melissa P. ilk romanı Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi’yle, uluslararası tüm kitap listelerinde, daha 18 yaşına basmadan, 2 milyon adeti aşkın satış rakamıyla bir rekor kırdı. Bu, onun sabırsızlıkla beklenen ikinci romanı.Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi, Türkiye’de 200.000 adet satıldı, hala satılıyor. Hakkında bir çok kişi yazdı, konuştu, hala konuşuluyor. 30 dilde, 41 ülkede yayımlandı. İtalya ve Almanya’dan sonra en çok Türkiye’de sattı. Türkiye Melissa’yı çok sevdi, Melissa da Türkiye’yi…
“Yatmadan Önce 100 Fırça Darbesi” yayınlandığında ülkemize gelen Melissa, “Yusufçuk Gece Gelir” yayınlandıktan sonra da gelecek. Yusufçuk Gece Gelir adlı romanıyla yeniden tüm listeleri altüst etmeye hazır Melissa P., bu kitabıyla kuralları bir kez daha yıkacak.
Eğer onu tanıdığınızı zannediyorsanız bir kez daha düşünün!..